2 Ekim 2016 Pazar

Ramada Resort Akbük

       Aylar önceden yer ayırtırsın o gün gelsin diye beklersin biz de bu sene Ramada Akbük için yola çıkacağımız günü bekledik ve geldi çattı. Bu sene en son 15 yıl önce gittiğimiz bu sebeple pek hatırlamadığımız için Didim Aydın'a gitmeyi tercih ettik. Ramada'nın da birçok yerde oteli olduğu için aklımızda acabalar olmadan gittik diyebiliriz. Bizi tek düşündüren kısım denize 1 km uzakta olmasaydı. Görüştüğümüzde de 10 dk da bir shuttle olduğunu söylemişlerdi.
      


   Nitekim de öyle imiş. Görselde de olduğu gibi şarkılar eşliğinde 2-3 dk içerisinde denize varabiliyorduk.  
    Şimdi başa dönersek öncelikle eğer arabanız ile geliyorsanız oldukça büyük bir otoparkı var bu konuda hiç şüpheniz olmasın. Karşılamaya gelirsek oldukça iyiydi hatta ilk defa gittiğimiz bir otelde odamız hazırdı ve hiç beklemeden giriş yaptık. 
     Gitmeden önce oteli incelediğimde odamın olmasını istediğim yerde olduğunu görünce ayrı bir sevindim tabi.

      Oda çok büyük değil ama yeterliydi. Balkonu oldukça büyüktü fakat balkonda vakit geçirdiğimi pek söyleyemem. Oda da beni en çok mutlu eden şey su ısıtıcı ve yanında 4-5 çeşit bitki çayı, Türk çayı ve kahve olmasıydı. Bunun dışında oda oldukça temizdi ve hergün temizlendi. 
      Şimdi gelelim yeme içme kısmına. 3 öğün yemek dışında gece 12-1 çorba çıkıyordu her akşam. Bunun dışında havuzdaki ve denizdeki barlarda hergün her dakika fast food bulunmaktaydı. Yerli yabancı tüm içeceklerde 7/24 devam etmekteydi. Yiyecekler hakkında düşüncelerime gelirsek 1 hafta boyunca tatlı yiyemedik!! Ki ailecek tatlı tutkunuyuz otelde yiyemediğimiz için dışarıda tatlı yedik diyebiliriz. Yemekler oldukça güzeldi bayıla bayıla yedik hepsini fakat dediğim gibi tatlı kısmı sıfırdı. Hergün aynı ve tek tip (kek ve türevleri) tatlı çıkıyordu. birçok kişi de bundan şikayetçiydi. 
         
   Tatlı konusu bizim otelde tek memnun olmadığımız kısımdı umarım buna bir çare bulurlar.


     Biz bu sene 4 yaşındaki kız kardeşim için özellikle çocuklara yönelik etkinliği bol bir otel seçtik. Bunlardan ilki çocuk kaydırağı.Otel içerisinde 2 tane büyükler için kaydırak çocuklar için de total de 3 ayrı kaydırak vardı. 
   Tabi biz kaydırakların sadece otel içinde olduğunu sanırken otelde öğrendik ki deniz kısmında da aquapark varmış. Yine aynı şekilde hem çocuklar hem yetişkinler için.  
     Şimdi denize gelecek olursak pek deniz seven biri değilim açıkcası.  Otelin kendi plajı var oldukça da büyük fakat çok korumalı değil.
   Halk da yer yer kullanabiliyor bu da sizi rahatsız edebilir. Fakat denizin de şöyle bir avantajı var ki denizin bittiği yerde yani kıyıda doğal havuz şeklinde bir kaynak su var ve oldukça soğuk. Şifalı su olduğuna inanılıyormuş. 
  Şimdi son olarak oteldeki etkinliklere gelirsek otelde gün boyu etkinlik devam ediyor. Su topundan tutun da tavla turnuvasına kadar. Belirli saat aralığında da yine mini club var. Her akşam ise farklı bir etkinlik var. Havuz partisinden tutun da dans gösterilerine kadar.Ama akşam etkinliklerinden önce her akşam 9 da başlayıp 1-1.5 saat süren mini club etkinliği var.                                               

       Özetlemiş olursak güzel dolu dolu bir 7 gün geçirdik. Ayrıca 5 geçe üstü konaklamalarda ala carte ücretsiz onu da tavsiye ederim. Kendinizi daha bir özel hissedersiniz. Çocuklu bir aile iseniz oteli şiddetle tavsiye ederim tatlı sorunu hariç. Onun haricinde fazla çocuktan kaynaklanan ses sizi rahatsız edebilir :))))
      
       Umarım keyifle okumuşsunuzdur.
       Sağlıcakla kalın!!



8 Eylül 2016 Perşembe

Selçuk Efes Festivali

 
    10 günlük tatilin ardından ders seçme telaşı ile eve gelip,  derslerimi de seçtiğime göre artık kısa da olsa  dopdolu tatilimden size anlatmaya başlayabilirim.
     Öncelikle hala devam ederken eve dönüş yolunda tesadüfen denk geldiğimiz İzmir Selçuk'daki festivalden bahsetmek istiyorum. Arabayla yanından geçerken pazar olduğunu düşünerek bir bakalım diyerek gittik fakat pazar değil festivalmiş. 8 Eylül Selçuk'un Kurtuluşuna istinaden her yıl 3 günlük bir festival düzenleniyormuş. Bu yılki ise 6-7-8 Eylül tarihlerinde gerçekleştiriliyor. Araştırdığıma göre akşamları çeşitli etkinlikler de oluyormuş fakat biz festivalin ilk gününe hem de sabahın ilk saatlerinde denk gelince aksam ile ilgili pek bir bilgim yok açıkcası. Festival Selçuk Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezinin hemen önündeki pazar yerinde kuruluyor. Bu yıl sorduğuma göre 120-130 civarı stant varmış. Her stantta da her katılımcının el emeği mevcut. Yiyecek içecekten tutun da giyim, sabun, el işi, çanta, tablo, takı ve daha bir sürü şeyle ilgili onlarca stant mevcut. Festivalde sadece İzmir'den değil Kütahya, Aydın, Gaziantep gibi çeşitli illerden de katılımcılar mevcuttu.
     Biraz yemeği seven bir aile olduğumuz için önceliğimiz yiyecekler oldu tabi. Adını ilk kez duyduğum damat tatlısı ve 80 katlı ev baklavası aldık ikisi de oldukça lezzetliydi. Yine börek çörek aldık tabi yolda yeriz diye. Gencinden tutun da yaşlısına kadar birçok katılımcı vardı ve konuştuklarımızın hepsi de çok sıcakkanlıydı. 92 yaşındaki bir teyzeden elleriyle yaptığı tülbentlerden aldık. O yaşına rağmen elleriyle yapmış her birini. Kına, dövme yapan stantlarda vardı bizde annemle ellerimize hint kınası yaptırdık. (2 güne geçti ama olsun. ) 
      Dolaşırken birkaç ünlüye de denk geldik. Onlarda her birinde el emeği olan stantları hayranlıkla geziyordu. Kısacası hem ruhumuz doydu insanlarıyla, hem karnımız doydu, hem de gözümüz gönlümüz açıldı güzellikler karşısında. Siz de yolunuz düşerse mutlaka uğrayın, beğenip alacağınız bir şey mutlaka vardır. Hem de el emeğiyle para kazanmaya çalışan kadınlara bir nebze de yardımınız dokunur.
     Umarım keyifle okumuşsunuzdur.
     Sağlıcakla kalın!...
                                               








23 Ağustos 2016 Salı

'' Barbie Uzay Macerası'' filminin galası

     Herkese yeniden Merhaba!
     Geçtiğimiz Çarşamba günü kardeşim Buğlem ile Barbie Uzay Macerası filminin Zorlu Center' daki galasındaydık. Film ise 19 Ağustos'da vizyona girdi. Takdir edersiniz ki Barbie her kız çocuğunun vazgeçemediği oyuncağıdır. Belli bir yaşa kadar hiç yanından ayırmazlar Barbie' leri nitekim bizde galaya elimizde barbie ile gittik. Film öncesinde Barbie kızımız ile fotoğraf çektirdik, barbie kızları boyadık, filme kadar oldukça eğlendik. Ama tabi bu ''Film ne zaman başlayacakkk?'' sorusundan kurtaramadı bizi.
 

     Tüm bunların sonunda Buğlişko ile filmi izledik. Barbie yeni macerasında yıldızları sönen bir galaksiyi kurtarıyor. Bunu katıldığı galaksiyi kurtarma ekibi ile başaran Babie, kalbinin sesini dinleyip ekip arkadaşlarıyla mutlu sonu elde ediyor. Tüm bunlar olurken Barbie'yi sadık dostu Pupcorn da hiç yalnız bırakmıyor.
      Kısaca rengarenk kostümler, şarkılar, danslar filmi oldukça keyifli hale getirmiş. Vermiş olduğu kalbinin sesini dinle ve kendine güven ana fikri le özellikle kız çocuklarının pür dikkat izleyeceği bir film.
      Umarım keyifle okumuşsunuzdur.
      Sağlıcakla kalın!..

9 Ağustos 2016 Salı

Sapanca Gölüne Sıfırsınız


     Annem Sakaryalı olduğu için ve kardeşim de Sakarya Üniversitesi'nde okuduğu için oraya sık sık gidip geliyoruz. Bildiğiniz üzere Sakarya İstanbul arası da 2 saat. Tabi İstanbul trafiğinde pek mümkün olmuyor 2 saatte gitmek ama neyse..
    Şimdi konumuza gelirsek Sapanca Sakarya arası da çok yakın biliyorsunuzdur. Sapanca'nın mükemmel gölünü de bilmeyen yoktur. Otobanda yanından geçerken bile her seferinde bakakalıyorum. Biz de hafta sonu için gittiğimiz Sakarya'dan dönerken Sapanca sahile inelim neler var neler yok bakalım dedik. İlla bir piknik alanı buluruz düşüncesiyle marketimizi de yaptık tabi. Zaten tabelalar sizi sahile yönlendiriyor. Göle sıfır birçok restoran vardı tabi. Biz alışveriş yaptığımız için bir daha ki sefere de buralara geliriz deyip piknik alanı aramaya başladık. Çok da aradık sayılmaz çünkü hepsi art arda yer alıyor zaten. Gerçi diğer yerlere göre bizimki biraz daha iç kısımda olsa da tabelalar bizi buraya yönlendirdi ve sonunda Dokuzlar Piknik Alanı diye bir yere geldik. Oldukça mütevazı bir yer ama manzara harikaydı. Göle sıfır, birkaç masası var. Kişi başı 5 lira verip giriyorsunuz. Dilerseniz onlar size mangal ve köz üzerinde demlik de veriyorlar. Tabi bunlar ekstra. Göle de girilebiliyormuş bize dediklerine göre ama artık ne kadar güvenli onu bilemeyeceğim.
 
   
  Kısacası Sapanca'ya yolunuz düşerse mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Sessiz sakin eş dost  arkadaş ile huzur bulabileceğiniz bir yer. Enerjimizi depoladık fakat İstanbul'a dönüş 4 saati bulunca tüm enerji yolda bitti gitti. 
   
                                                             

     Umarım keyifle okumuşsunuzdur.
     Sağlıcakla kalın!.. 

3 Ağustos 2016 Çarşamba

İlk blog ve Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı Filmi


      Merhaba, '' İrem'le keşfedin''e hoşgeldiniz. İlk yazımda biraz kendimden bahsedip sonrasında dün katıldığım bir filmin galasından bahsetmek istiyorum.

      16 Eylül 1995 yılında doğdum. Marmara Üniversitesi'nde Kimya Bölümünde okuyorum. Aynı zamanda 7/24 ablalık yapıyorum. Çünkü benden bir yaş küçük bir erkek kardeşim ve 17 yaş küçük bir kız kardeşim. 17 yıl sonra abla olmak takdir edersiniz ki anne olmak gibi. O yüzden sayfamda onunla beraber keşfettiğim birçok şey de yer alacak. Aynı zamanda gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi çok severim. 20 yaşında olmama rağmen birçok ili gezip, o tarih kokan güzelliklerine şahit oldum. Bunları da sizinle paylaşacağım. Hep aynı yerde yemek yemek yerine farklı yerlerde farklı tatları tatmaktan büyük zevk duyarım. Bu sebeple sizinle birlikte birçok yer keşfedeceğiz, eminim. Her genç kız gibi benimde yararlandıgım güzellik tiyoları ve sevdiğim makyaj malzemeleri var. Onları da sizinle paylaşıyor olacağım. Ee kimi zaman da pratik yemek, tatlı tarifleri olmazsa olmaz. Umarım severek okursunuz. Ben severek yazıyor olacağım.
     



       Şimdi gelelim dünkü galaya. Alper Kul ve Çağlar Çorumlu' nun seslendirmesiyle 5 Ağustos'ta vizyona girecek olan  Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı adlı filmi dün izleme şansını elde ettim. Filmde Alper Kul, Max isimli bir köpeği seslendirirken, Çağlar Çorumlu ise Duke isimli köpeği seslendiriyor.
      Çoğu zaman çocuğunuza bir şeyler öğretmek direkt değil; dolaylı yollarla mümkündür. Sizin ona konuşarak kazandıramayacağınız bir şey onun görsel olarak şahit olmasıyla kazandırılabilir. Bu sebeple; çocukların aile, akraba, arkadaşlık ilişkilerine; paylaşma, sevgi, doğruluk, yardımseverliğe  yönelik birçok çizgi film ve film yapılmaktadır. Ancak çoğu film ya da çizgi film, çocuklara yönelik doğru dili kullanmadığı için amacı ikinci plana atılarak çocukların izlemesi için tercih edilmemektedir.
      Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı ise tüm bunlar doğrultusunda; insan- hayvan ilişkileri; hayvan-hayvan ilişkileri hakkında oldukça güzel bir filmdi. Filmde kedi, köpek dışında birçok hayvan yer alıyordu. Bu da sokakta rastlamadıkları hayvanları filmde görmeleri açısından çocukları oldukça mutlu etti. Hayvanların sahiplerine ne kadar bağlı olduklarından tutun, ne kadar sadık, yardımsever olduklarını anlatan bir filmdi. Konu bütünlüğü de olduğu için çocuklar ve biz büyükler olmak üzere kimse gözünü bir saniye ayırmadan izledi.
      Kısaca doğru analiz edip gittiğiniz filmler çocuklarınıza oldukça faydalı olacaktır. Bu film de çocuğunuzla, kardeşinizle gidebileceğiniz bir film. İlk yazımı da bu güzel filmi sizlere şiddetle tavsiye ederek bitiriyorum.
 

      Sağlıcakla kalın!..